Author: | Esma Koç | ISBN: | 1230003055069 |
Publisher: | Kobo Writing Life | Publication: | February 4, 2019 |
Imprint: | Language: | Turkish |
Author: | Esma Koç |
ISBN: | 1230003055069 |
Publisher: | Kobo Writing Life |
Publication: | February 4, 2019 |
Imprint: | |
Language: | Turkish |
On yaşında olan Umut, henüz bilinmeyen ve doğal olarak tedavisi olmayan bir hastalığa sahiptir ve bu hastalık ailesinde ırsidir. Umut kendini ölüme fazlasıyla hazırlamış, mutsuz, içine kapanık bir çocuktur. Bir gün Umut’un abisinin arkadaşı Hande, Umut’un yanına gelir ve ona iyileşeceğini söyler. Onu iyileşeceğini inandırmaya çalışır. Onun hayata geri dönmesi için sürekli olarak cesaretlendirir.
“—Ne demek ölmekmiş! Senin gibi gençler ölmez Umut. Benim gibi yaşlılar varken sen ölmezsin. Emin ol, Azrail önce beni alır, dedi Hande neşeyle. Umut boş bir ifadeyle Hande’ye baktı.
—İyi. Madem Azrail önce seni alır, sana geldiğinde söyle ona senden hemen sonra bana gelsin. Azrail’in sana ne zaman geleceğini biliyor musun? dedi Umut umutla.
—Oooooo, onun bana gelmesine daha çooooook var-
—Ama benim o kadar zamanım yok. Her şey benim için sona erdi. Okulum, arkadaşlığım, hayatım, her şey bitti. Şimdi ben bir karanlığın ortasındayım, dedi Umut karamsar bir halde yere bakarak.
Hande Umut’a yaklaştı ve:
—Ah, evet. Dışarıyı görüyor musun Umut? Hava kararıyor, değil mi? Şimdi her yer karanlıkta kalacak. Bu karanlıkta biz şimdi nasıl yaşarız? Karanlıkta yaşayamayız, değil mi? Bizim tek yapmamız gereken bu, dedi Hande ve lambayı yaktı.
—Senin buna ihtiyacın var. Bu ışık olursa karanlıkta da rahatça yaşarsın Umut. Bu ışığın adı ne biliyor musun Umut? Bu ışığın adı; umut. Umudunu kaybetme Umut, sen yaşayacaksın, dedi Hande ve gülümsedi. Umut şaşkınlıkla Hande’ye baktı. Umut’un ailesi Hande’ye minnetle bakıyordu.”
On yaşında olan Umut, henüz bilinmeyen ve doğal olarak tedavisi olmayan bir hastalığa sahiptir ve bu hastalık ailesinde ırsidir. Umut kendini ölüme fazlasıyla hazırlamış, mutsuz, içine kapanık bir çocuktur. Bir gün Umut’un abisinin arkadaşı Hande, Umut’un yanına gelir ve ona iyileşeceğini söyler. Onu iyileşeceğini inandırmaya çalışır. Onun hayata geri dönmesi için sürekli olarak cesaretlendirir.
“—Ne demek ölmekmiş! Senin gibi gençler ölmez Umut. Benim gibi yaşlılar varken sen ölmezsin. Emin ol, Azrail önce beni alır, dedi Hande neşeyle. Umut boş bir ifadeyle Hande’ye baktı.
—İyi. Madem Azrail önce seni alır, sana geldiğinde söyle ona senden hemen sonra bana gelsin. Azrail’in sana ne zaman geleceğini biliyor musun? dedi Umut umutla.
—Oooooo, onun bana gelmesine daha çooooook var-
—Ama benim o kadar zamanım yok. Her şey benim için sona erdi. Okulum, arkadaşlığım, hayatım, her şey bitti. Şimdi ben bir karanlığın ortasındayım, dedi Umut karamsar bir halde yere bakarak.
Hande Umut’a yaklaştı ve:
—Ah, evet. Dışarıyı görüyor musun Umut? Hava kararıyor, değil mi? Şimdi her yer karanlıkta kalacak. Bu karanlıkta biz şimdi nasıl yaşarız? Karanlıkta yaşayamayız, değil mi? Bizim tek yapmamız gereken bu, dedi Hande ve lambayı yaktı.
—Senin buna ihtiyacın var. Bu ışık olursa karanlıkta da rahatça yaşarsın Umut. Bu ışığın adı ne biliyor musun Umut? Bu ışığın adı; umut. Umudunu kaybetme Umut, sen yaşayacaksın, dedi Hande ve gülümsedi. Umut şaşkınlıkla Hande’ye baktı. Umut’un ailesi Hande’ye minnetle bakıyordu.”