Vatansız Irk

Nonfiction, History, Civilization, Middle East
Cover of the book Vatansız Irk by Seyfullah Aydın, Seyfullah Aydın
View on Amazon View on AbeBooks View on Kobo View on B.Depository View on eBay View on Walmart
Author: Seyfullah Aydın ISBN: 9781310042706
Publisher: Seyfullah Aydın Publication: February 27, 2015
Imprint: Smashwords Edition Language: Turkish
Author: Seyfullah Aydın
ISBN: 9781310042706
Publisher: Seyfullah Aydın
Publication: February 27, 2015
Imprint: Smashwords Edition
Language: Turkish

Tarihin en çok sürgüne uğratılan ulusu, Allah tarafından kendilerine vaat edilen topraklarından sürekli kovuldular ve vatansız olarak dünyayı dolaştılar.
Ama
Dünyada var oldular.
Bu bir ceza mıydı, yoksa onlar için ödül müydü belli değil; fakat gerçek şu, dünyanın diğer uluslarının, o ulusa, hep yabancı gözüyle bakmaları ve onları her an yurtlarından kovmak için hazırlık yapmalarıdır.
Zamanı gelince de kovdular. Onlar da her an kovulacaklarını düşündüklerinden; denklerini, bir kenarda hazır tutular.
Ve
Bulundukları toprakları, terk etmenin psikolojisiyle; pahada değerli yükte hafif olanın peşinden koşarak; kendilerini değerli kılmayı başardılar. Terk ettikleri yerleri ise değersizleştirdiler.
Sonunda vaat edilen topraklara adım atılar; ama tarihi döngülerinin intikamını alırcasına zalimleştiler. Boyunlarındaki dışlanmışlık halkasını başkalarına takmanın yollarını aradılar ve buldular. Hep var oldular; fakat başkalarının var olmasını bir türlü kabullenmediler.
Vatansızlar, vatan buldular ve o vatanı vatansızlaştırdılar.
Seyfullah AYDIN

Sanki Güneş üzerlerine geliyordu. Sıcaklık git gide artıyordu. Her şey buharlaşıyordu. İnsanlar serinlenmek için, kuytu köşeler ve gölgelik yerler arıyorlardı. Vardıkları her gölgelik ve kuytu yerler adeta onları boğuyordu. Sıcaklık öyle artmıştı ki bulundukları yerde, zift gibi eriyorlardı. Güçleri tükenmek üzereydi; akıllarına su geldi ve hep birlikte suya doğru koşmaya başladılar; sanki bir güç onları engelliyordu, tıkanmışlardı; yavaş yavaş yürüdüler ve güçlükle suyun başına vardılar…
Oda ne!
Su, fokur fokur kaynıyordu ve buharlaşarak gökyüzüne doğru yol alıyordu. Tüm ümitler tükenmişti; ne sığınacak bir gölge, ne girilecek bir su vardı.
İçlerinden birisi:
-Tanrılarımıza gidelim, bize ancak onlar yardım eder! Dedi.
Ve
Putların bulunduğu alana geldiklerinde; yerlere kapanarak Tanrılarına yalvarıp yakardılar. Tanrılarının şekilleri ve renkleri değişmeye başlamıştı. Tanrıları ateş gibiydi ve her put bir “kora” dönüşmüştü. Kendi elleriyle yaptıkları putlar onları yakıyordu; ufaktan bir ses duyuldu:
-Nerede, bize bu olacakları haber veren zat; belki bize yol gösterir?

View on Amazon View on AbeBooks View on Kobo View on B.Depository View on eBay View on Walmart

Tarihin en çok sürgüne uğratılan ulusu, Allah tarafından kendilerine vaat edilen topraklarından sürekli kovuldular ve vatansız olarak dünyayı dolaştılar.
Ama
Dünyada var oldular.
Bu bir ceza mıydı, yoksa onlar için ödül müydü belli değil; fakat gerçek şu, dünyanın diğer uluslarının, o ulusa, hep yabancı gözüyle bakmaları ve onları her an yurtlarından kovmak için hazırlık yapmalarıdır.
Zamanı gelince de kovdular. Onlar da her an kovulacaklarını düşündüklerinden; denklerini, bir kenarda hazır tutular.
Ve
Bulundukları toprakları, terk etmenin psikolojisiyle; pahada değerli yükte hafif olanın peşinden koşarak; kendilerini değerli kılmayı başardılar. Terk ettikleri yerleri ise değersizleştirdiler.
Sonunda vaat edilen topraklara adım atılar; ama tarihi döngülerinin intikamını alırcasına zalimleştiler. Boyunlarındaki dışlanmışlık halkasını başkalarına takmanın yollarını aradılar ve buldular. Hep var oldular; fakat başkalarının var olmasını bir türlü kabullenmediler.
Vatansızlar, vatan buldular ve o vatanı vatansızlaştırdılar.
Seyfullah AYDIN

Sanki Güneş üzerlerine geliyordu. Sıcaklık git gide artıyordu. Her şey buharlaşıyordu. İnsanlar serinlenmek için, kuytu köşeler ve gölgelik yerler arıyorlardı. Vardıkları her gölgelik ve kuytu yerler adeta onları boğuyordu. Sıcaklık öyle artmıştı ki bulundukları yerde, zift gibi eriyorlardı. Güçleri tükenmek üzereydi; akıllarına su geldi ve hep birlikte suya doğru koşmaya başladılar; sanki bir güç onları engelliyordu, tıkanmışlardı; yavaş yavaş yürüdüler ve güçlükle suyun başına vardılar…
Oda ne!
Su, fokur fokur kaynıyordu ve buharlaşarak gökyüzüne doğru yol alıyordu. Tüm ümitler tükenmişti; ne sığınacak bir gölge, ne girilecek bir su vardı.
İçlerinden birisi:
-Tanrılarımıza gidelim, bize ancak onlar yardım eder! Dedi.
Ve
Putların bulunduğu alana geldiklerinde; yerlere kapanarak Tanrılarına yalvarıp yakardılar. Tanrılarının şekilleri ve renkleri değişmeye başlamıştı. Tanrıları ateş gibiydi ve her put bir “kora” dönüşmüştü. Kendi elleriyle yaptıkları putlar onları yakıyordu; ufaktan bir ses duyuldu:
-Nerede, bize bu olacakları haber veren zat; belki bize yol gösterir?

More books from Middle East

Cover of the book Social Movements in Twentieth-Century Iran by Seyfullah Aydın
Cover of the book The Blessed Model of the Holy Prophet Muhammad and the Caricatures by Seyfullah Aydın
Cover of the book Yasser Arafat by Seyfullah Aydın
Cover of the book The Planning and Building of the Hebrew University, 1919–1948 by Seyfullah Aydın
Cover of the book Government and Society in Afghanistan by Seyfullah Aydın
Cover of the book Catching the Thread by Seyfullah Aydın
Cover of the book Endowment, Charity and Service in Islam by Seyfullah Aydın
Cover of the book Reading the Middle Ages Volume I by Seyfullah Aydın
Cover of the book Muslim Names by Seyfullah Aydın
Cover of the book The Turks in World History by Seyfullah Aydın
Cover of the book L'Impero ottomano (1700-1922) by Seyfullah Aydın
Cover of the book The Craft of Ritual Studies by Seyfullah Aydın
Cover of the book Jabotinsky by Seyfullah Aydın
Cover of the book Sowing Crisis by Seyfullah Aydın
Cover of the book U.S. Marines In Iraq, 2003: Basrah, Baghdad And Beyond: by Seyfullah Aydın
We use our own "cookies" and third party cookies to improve services and to see statistical information. By using this website, you agree to our Privacy Policy